Ana içeriğe atla

 

18 Mart 1915 TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN .








Yazıma başlamadan önce tüm ŞEHİTLERİMİZİ MİNNET ve SAYGI İLE ANIYORUM NUR İÇİNDE YATSINLAR MEKANLARI CENNET OLSUN.

BU YAZI GERÇEKTE YAŞANMIŞTIR.



Çanakkale herkes için özel, her TÜRK için ayrı hüzün ve ayrı bir gurur. Bize öğretilen ne bayrağımız yerde kalır nede vatanımızdan bir karış toprak veririz bu bize atalarımızdan gelerek öğretilir böyle büyürüz.

Çanakkale savaşında babaannemin dedesi asker babaanneme anlattıklarını bire bir yazacağım hepsi gerçek babaannem yaşıyor ileride bir video çekmeyi planlıyorum.

Büyük dedem denizci gemiler buhar kazanları ile çalışıyor ve kömür yüklü. Büyük dedem iri yapılı kocaman bir adam güçlümü güçlü. Gemide kaptan değil fakat geminin hızlı hareket etmesi için gün boyu hiç durmadan kürek elinde kazana kömür atmak gerekiyor. Bu işi yapan askerler kazan dairesi çok sıcak olduğu için hastalanıyor. Geminin bir şekilde hareket etmesi lazım dedem gönüllü oluyor tek başına yapmak istiyor elli kişi arasında tek öne çıkan o oluyor. Komutan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK yapabilecek misin diye sorunca komutanım denizden kova ile su çekip benim üzerime atacak bir yardımcım olur ise ben gece gündüz bu işi yapmaya hazırım diyor. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK emrediyor ve diğer askerler büyük dedemin üzerine kova ile su atıyorlar o tek başına bu işi yapıyor ve başarıyor. ÇANAKKALE geçilmez boşuna denmemiş dedem gibi binlerce asker binlerce örnek var. Gel zaman git zaman Çanakkale’den İstanbul’a dönüş yapılıyor ve dedem askerliği bittiği için seviniyor hem seviniyor hem arkadaşlarını kaybettiği için üzülüyor. Gemiden herkes ayrılıyor fakat dedeme sıra gelmiyor sebebi emir var dedem gemide kalması gerekiyor bu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK emri. Dedem gemide kalıyor ve sonra öğreniyor ki MUSTAFA KEMAL ATATÜRK dedemi Ankaray’a  ATATÜRK Orman Çiftliğine çağırıyor ve dedem İstanbul’dan  Ankaray’a gidiyor. ATATÜRK kapıda bomboş bir arsa hiç ağaç yok kurak boş kocaman bir yer. ATATÜRK dedeme diyor ki buraya neden seni çağırdığımı biliyor musun asker? Dedem hayır komutanım diyor. Dedem köylü ağaç diker ekin eker topraktan anlar. Buralara hep ağaç dikeceğiz asker. Dedem emredersiniz komutanım diyor günler geçiyor aylar geçiyor yıllar geçiyor dedem tam altı sene askerlik yapmış bu vatan için bir gün pişmanlık duymamış bir gün küçük bir fidanın gölgesinde otururken yanına ATATÜRK geliyor dedem soruyor komutanım ben ne zaman gidebileceğim? ATATÜRK diyor ki bu fidanların meyvesi olup onu yedikten sonra gidebilirsin asker. Dedem tamam komutanım diyor dedem ATATÜRK’ü çok seviyor sorun olmuyor tek sorun çocukları köyü dedim ya dedem altı sene askerlik yapmış babaannem çok dinlemiş bunları dedemi çok severmiş babaannem. Dedem askerliğini bitiriyor ve köye geri dönüyor. Dedem ATATÜRK’ü o kadar çok seviyor ki her gün evin balkonuna çıkıp tüm köy duyacak şekilde bağırıyor…

BEN MUSTAFA KEMAL’in  ASKERİYİMMMMMMMMMM.

TÜM ŞEHİTLERİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN MEKANLARI CENNET OLSUN.

Yorumlar

  1. Amin.. Çok güzel bir yazı kaleme almışsın.Bu yazıyı okurken 10sene önce 8.sınıf öğrencilerimizle yaptığımız Çanakkale gezimiz aklıma geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. ÇANAKKALE GEÇİLMEZ. Tüm ŞETİTLERİMİZİN mekanı cennet olsun.

      Sil
  2. BABA YİĞİT DEDEMİZ DEDELERİMİZ MEHMETÇİKLERİMİZ MEKANLARI CENNET OLSUN..Yazı dilin çok içten çok samimi İpeğim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Vatanımız için canlarını çekinmeden ortaya koymuş tüm ŞEHİTLERİMİZİN Ruhu Şad Mekanları Cennet Olsun.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR TEŞEKKÜR MEKTUBU

 Bu bir teşekkür mektubu.    Bir mesaj ile başlayan yolculuk büyük bir etkinlik ile sonuçlandı. Hadi gelin size hem bu yolculuğu anlatayım hem de teşekkür etmem gereken öğretmenlerime ve büyüklerime bir kez daha sizin yanınızda teşekkür edeyim.     Okul müdürüm ile bundan tam iki ay önce başlayan bir mesaj trafiği. İlk attığım mesaj söyle hocam ben bir maket hazırladım ve 29 Ekim - 4 Kasım bildiğiniz gibi KIZILAY HAFTASI  bu tarihlerde okulumda bir etkinlik yapmak ve maketimi sergilemek istiyorum. veeee gelen cevap " günaydın İpek çok iyi düşünmüşsün projeni destekleriz Görevli Kızılay Kulübü Öğretmenimiz ile görüşelim KIZILAY kulübündeki öğrencilerimizi de çalışmanıza ortak eder birer Kızılay gönüllüsü olurlar Saat 17:00 ye kadar okulda oluyoruz Uğrayabilirsen maket ve diğer etkinlikleri konuşabiliriz" evet gelen mesaj aynen bu. Sıradan bir okul değil tabi ki müdür bey de sıradan değil. Başkası olsa ÇOCUĞUM BİZLERİ YORMA HADİ GİT MAKETİNİ EVİNDE YAP derdi :) dedim ya sıra

İYİ BİRER YÜZÜCÜ OLAN PLASTİKLER

 "Şu anda dünyanın herhangi bir yerde en yüksek mikroplastik zararlarından bazılarına maruz kalıyorsunuz. Bir pencereden içeri giren ışığa baktığınızda, havada uçuşan mikroplastiklerin parladığını görebilirsiniz. Bir bardak suyu camınızın önüne koyun ve 5dk sonra bardak içindeki suyun yüzeyini kaplayan nano plastik tabakayı göreceksiniz farkında olmadan nefes almamızla birlikte içimize çektiğimiz oksijen yerine plastik diyebilir miyiz? Bugün satılan kıyafetlerin üçte ikisi  plastikten yapılıyor ve lifler sürekli olarak dökülüyor. Tekrar toz olarak soluduğumuz bu nano plastikler ileride çok büyük sorunların başlangıç noktası. Çamaşır makinelerimizin içinde yıkadığımız bir çok tekstil ürünü plastik hammaddeden üretiliyor ve bunlar bir birlerine sürtünerek çamaşır makinesinin atık suyuna karışarak doğal ortamda bulunan temiz sularımıza veya denizlerimize ulaşıyor. Evlerden büyük oranda farkında olmadan ürettiğimiz bu plastikler dolaylı yollardan tekrar soframıza geliyor ve insan sağl
     Uzun zamandır üzerinde çalıştığım fakat okul ve derslerden zaman bulup yazamadığım sosyal medya üzerine yazmak istediğim aslında Twitter için yazmak istediğim yazımı ancak yazabildim.      Twitter o kadar büyük ki içinde bir anda kaybola bilirsiniz. Önemli olan ne yapmak istediğinizdir. Ben şu an on tane hesap yönetiyorum (Mayıs 2022). Tüm hesaplarımda İpek VAROL tarafından yönetildiğine dair açıklamalar bulmak mümkün. Bunun nedeni bir hesap kimin tarafından yönetildiği veya kimin olduğu çok önemlidir. Yoksa sizi TROL zannede bilirler. Aslında bu konu da çok önemli. Peki TROL nedir? sahte kimliğin arkasına gizlenen kendi gerçek hesaplarından yazamadıklarını yazabilen bir kitle. Tabi ki günümüz imkanlarıyla bunları yakalamak mümkün. Zaten bildiğim kadarı ile 24saat sosyal medya ağlarında devriye gezen polisler bulunmakta. Gerçek isimler vermek yerine sahte hesaplar ardına gizlenen ve gerçek hesaplarından yazamayacağı şeyleri bu hesaplar aracılığı ile yazan kişiler bir çok olumsuzlu