Ana içeriğe atla

 

İLK BAŞLADIĞIM  GÜN OKULU SEVDİREN OKUL,

HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER İLKOKULU.


 

Herkes okuduğu okular ile gurur duyar över anlatır. Benim hikayem biraz farklı. Tabi ki herkesin okulu güzel ve iyi fakat benim okulum iyilerin en iyisi.

Okula çok uzak değildim okulun ne demek olduğunu nasıl davranmam gerektiğini zaten iki sene eğitim aldığım Anaokulu öğretmişti. O gün geldi çattı artık İlkokullu olmuştum evimize yüz metre mesafede olan okul ayrıcalıklı bir devlet okulu aslında ayrıcalıklı demek belki yanlış anlaşıla bilir. Çok disiplinli, temiz, az öğrencinin olduğu sıcak bir yuva aslında. İlk gün evden çıktık yürüyerek gittiğimiz okulum her gün hemen hemen önünden geçtiğim tanıdığım bildiğim bir yer. Çok yabancılık çekmedim koşan oynayan çocuklar var ağlayan çocuklar var öğretmenler her biri için ayrı uğraşıyor ilk gün dedim ya çok zor ya seveceksiniz yada istemeyip soğuyacaksınız. Sınıf belli kapıdan gir direk karşına gelen ilk sınıf şansa bak. Okulumda iki blok var karşı blok Müdür beyin odası ve öğretmenler odası olan blok üst katlar gene sınıflar var. En alt katta toplantı salonu Tiyatro var çok şey yaptık orada.



 Zaten dedim ya temiz mi temiz çok disiplinli bir okul. Okulda zaman nasıl geçiyor belli değil sabah giriyoruz akşam üstü çıkıyoruz zaman akıp gidiyor hiç anlamıyorsunuz. Ben ve diğer arkadaşlarım adına diyebilirim ki okul kapalı olduğu zaman veya hafta sonları üzülüyoruz okulumuzu o kadar seviyoruz.  Okul içinde etkinlik hiç bitmiyor her hafta bir şey var yetişmeye imkan yok herkes hepsine katılmak istiyor geziler, ziyaretler, yazarlar, ünlü isimler bir çok ziyaretçisi var okulumun tabi hala öyle İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü düzenlediği geziler gibi ANITKABİR ve ÇANAKKALE’ye ilkokulum ikinci sınıfında gezi ile gittim ilk o zaman gördüm. O kadar çok yer gördüm ki görülmesi gereken hemen hemen tüm tarihi yerleri gezdirdiler bize. Onun için hep yazıyorum ileride çok şanslı olduklarını anlayacaklar o çocuklar diye. ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİNİ ben yedi yaşımda gördüm öğrendim nasıl kazanılmış bu vatan ilk ANITKABİRE okulum ile sekiz yaşımda gittim.daha önce de gittim iki ve üç yaşlarımda artık her sene on Kasımda gitmeye çalışıyorum.

Daha İlkokula giderken ilkokul ikinci sınıftık sordukları zaman hangi mesleği seçtin diye cevap hazır PİLOT olacağım. Nereden çıktı pilotluk İpek kim öğretti sana? Bunun cevabı şu gene bir gezi var bu sefer gezi Hava Müzesine aslında Hava Harp Okulu hemen yanımızda biliyorum hep önünden geçerken oranın bir okul olduğu ve tüm Türk Pilotların burada yetiştirildiği gibi. Neyse gezimize devam edelim. Sabah erkenden toplandık uçaklara gidiyoruz o zaman oranın Müze olduğunu bilmiyorum tabi nereye gidiyorsun İpek uçaklara gidiyorum çok etkilendim ve pilot olmaya karar vermiştim evet işte ilkokulum bana bunu vermişti o gün. Geçen seneye kadar Pilot olacaktım şimdi ikinci bir meslek daha oluştu kafamda. Diyorum ya çok şanslılar diye ileride hep bunu yaşayacaklar. Gene bir gün Spor yapmak isteyenleri sordular herkes sevdiği spor branşı konusunda tartışıyor sonra öğrendim ki okul spor aktivitesi düzenlemiş ve her öğrenci sevdiği spor ile ilgili eğitim alacak. Tenis, voleybol, futbol, bir sürü branş var zaten benim belliydi YÜZME :) yazıldım. Bir adam var okulda hep görüyorum öğretmen desem değil hep üzerinde eşoftmanla dolaşan ağızında düdük bir adam :) sonra o adam bu gün sekiz sene tanıdığım sınıf hocam oldu işte o adam benim sınıf hocam İZZET hocam. Neyse Yüzmeye yazıldım İzzet hocamı tanımaya başladım İzzet hocam öğretmen ben çocuk tabi eşofmanla gördüğüm o adamın öğretmen olabileceği aklımdan bile geçmiyor. Daha öncede yazmıştım Twitter hesabımdan hayvanları sevdiren okul diye HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER bahçesi bir hayvanat bahçesinden farksız tek fark hayvanlar burada özgürler istediği zaman okula gelir istediği gibi dolaşır ve gider dedim ya ayrıcalıklı bir okul. Bahçesinde bir çok kedi köpek olan okul vardır tabi ki olması da gerekir doğal ortamlarında uçan PAPAĞANLARA bizim okulda yem atabilirsiniz :) böyle bir sürü şey var buda bizim okulun farkı.

Öğretmenlerimi hiç boşuna övmeyeceğim zaten hepsi birbirinden değerli fakat birisi var yazmak istediğim. Okula ilk başladığım gün kapıda bizi karşılamıştı çok tatlı bir amca Polis gibi kıyafeti kesin Polis bu amca demiştim de okulda işi ne onu çözememiştim. Bu amca Süleyman amca sıkı durun bu amcanın özelliklerini size yazacağım şimdi tabi Okulumla övünürken bir bütünü ile övünüyorum aslında her öğretmen her çalışanı kendi içinde en iyileri heee hani bazen derler ya DEVLET OKULUMU? Evet devlet okulu.


Süleyman amca ile arkadaş olduk yani bir tek ben değil bütün okul arkadaş Süleyman amca ile. Bağcığım çözüldü bağlarmısın Süleyman amca, çok susadım, babam geldi mi?, annemi arayabilirmisin Süleyman amca. Şimdi artık aklım almıyor yaaaa bu Süleyman amca bu kadar öğrencinin adını nasıl aklında tutuyor her çocuğa adıyla sesleniyor Ege koşma, Ömer yaramazlık yapıyorsun. Tabi çocukların adını bilmekle bitmiyor bir de anne babalarını tanıyor. Bir de yazmam gerekiyor okulda okuyan her çocuk Süleyman amcaya SÜLEYMAN amca diye hitap ediyor her çocuk tanıyor hem de ismiyle.Dedim ya okulum HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER ile gurur duyuyorum iyi ki oradan mezun olmuşum hayatım boyunca gururla anlatacağım yazacağım şu an orada okuyan öğrenciler belki bunu anlamasalar da ileride çok şanslı olduklarını anlayacaklar.



Okul hayatımda ilk aldığım Taktirname üstte resimde görüyorsunuz. Bundan sonra sekiz tane taktirname ve bir de Üstün Başarı belgesi aldım. LGS sınavları yaklaşıyor ve ben iddia ediyorum ilkokulda beraber okuduğum ve şu an ikisi de farklı okullarda eğitim alan iki arkadaşım B. ve H. LGS sınavında çok yüksek not alarak istedikleri okulları kazanacaklar. hatta Türkiye sıralamasına bile girecekler. İşte benim okulumun farkı bu. Belkide orada başlayan ilk eğitimimiz bizi hayata öyle bir hazırladı ki artık durmak yok. Her zaman ve herkese söylüyorum okulum iyilerin en iyisi.

HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER İLKOKULUMA  ve TÜM ÖĞRETMENLERİME, EMEGİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR TEŞEKKÜR MEKTUBU

 Bu bir teşekkür mektubu.    Bir mesaj ile başlayan yolculuk büyük bir etkinlik ile sonuçlandı. Hadi gelin size hem bu yolculuğu anlatayım hem de teşekkür etmem gereken öğretmenlerime ve büyüklerime bir kez daha sizin yanınızda teşekkür edeyim.     Okul müdürüm ile bundan tam iki ay önce başlayan bir mesaj trafiği. İlk attığım mesaj söyle hocam ben bir maket hazırladım ve 29 Ekim - 4 Kasım bildiğiniz gibi KIZILAY HAFTASI  bu tarihlerde okulumda bir etkinlik yapmak ve maketimi sergilemek istiyorum. veeee gelen cevap " günaydın İpek çok iyi düşünmüşsün projeni destekleriz Görevli Kızılay Kulübü Öğretmenimiz ile görüşelim KIZILAY kulübündeki öğrencilerimizi de çalışmanıza ortak eder birer Kızılay gönüllüsü olurlar Saat 17:00 ye kadar okulda oluyoruz Uğrayabilirsen maket ve diğer etkinlikleri konuşabiliriz" evet gelen mesaj aynen bu. Sıradan bir okul değil tabi ki müdür bey de sıradan değil. Başkası olsa ÇOCUĞUM BİZLERİ YORMA HADİ GİT MAKETİNİ EVİNDE YAP derdi :) dedim ya sıra

İYİ BİRER YÜZÜCÜ OLAN PLASTİKLER

 "Şu anda dünyanın herhangi bir yerde en yüksek mikroplastik zararlarından bazılarına maruz kalıyorsunuz. Bir pencereden içeri giren ışığa baktığınızda, havada uçuşan mikroplastiklerin parladığını görebilirsiniz. Bir bardak suyu camınızın önüne koyun ve 5dk sonra bardak içindeki suyun yüzeyini kaplayan nano plastik tabakayı göreceksiniz farkında olmadan nefes almamızla birlikte içimize çektiğimiz oksijen yerine plastik diyebilir miyiz? Bugün satılan kıyafetlerin üçte ikisi  plastikten yapılıyor ve lifler sürekli olarak dökülüyor. Tekrar toz olarak soluduğumuz bu nano plastikler ileride çok büyük sorunların başlangıç noktası. Çamaşır makinelerimizin içinde yıkadığımız bir çok tekstil ürünü plastik hammaddeden üretiliyor ve bunlar bir birlerine sürtünerek çamaşır makinesinin atık suyuna karışarak doğal ortamda bulunan temiz sularımıza veya denizlerimize ulaşıyor. Evlerden büyük oranda farkında olmadan ürettiğimiz bu plastikler dolaylı yollardan tekrar soframıza geliyor ve insan sağl
     Uzun zamandır üzerinde çalıştığım fakat okul ve derslerden zaman bulup yazamadığım sosyal medya üzerine yazmak istediğim aslında Twitter için yazmak istediğim yazımı ancak yazabildim.      Twitter o kadar büyük ki içinde bir anda kaybola bilirsiniz. Önemli olan ne yapmak istediğinizdir. Ben şu an on tane hesap yönetiyorum (Mayıs 2022). Tüm hesaplarımda İpek VAROL tarafından yönetildiğine dair açıklamalar bulmak mümkün. Bunun nedeni bir hesap kimin tarafından yönetildiği veya kimin olduğu çok önemlidir. Yoksa sizi TROL zannede bilirler. Aslında bu konu da çok önemli. Peki TROL nedir? sahte kimliğin arkasına gizlenen kendi gerçek hesaplarından yazamadıklarını yazabilen bir kitle. Tabi ki günümüz imkanlarıyla bunları yakalamak mümkün. Zaten bildiğim kadarı ile 24saat sosyal medya ağlarında devriye gezen polisler bulunmakta. Gerçek isimler vermek yerine sahte hesaplar ardına gizlenen ve gerçek hesaplarından yazamayacağı şeyleri bu hesaplar aracılığı ile yazan kişiler bir çok olumsuzlu