Ana içeriğe atla

          Başımdan daha önce geçen ve şimdi tekrarlanacak olan bir yazının başındayım.

          Takip ettiğim ve örnek aldığım öğretmenlerim arasında (hemen hemen hepsi) Doktora  / Yüksek lisans yapmakta. Her biri önce Doktor sonra Doçent ve Daha sonra Profesör olmak için hiç durmadan çalışıyorlar. Tabi ki benim önümde ne kadar uzun bir yol olduğunu da bu şekilde anlamış oluyorum. Eğitimin sonu yok sonuçta Doçent bile olsa o öğretmenlerim bile öğrenci. Hatta Doçent öğretmenlerimin, öğretmen öğrencileri var.

           Sosyal medyada aktif Twitter kullanmamın sebebi zaten ona bile zor yetişiyorum diğerlerine zaman ayıracak vaktimin olmaması. Takip ettiğim ve beni takip eden tüm öğretmenlerimi tanıyorum zaten tanımadığım ve bir öğretmenimin tanıdığı olmayan hiç kimse ile yazışmıyor ve takip etmiyorum. Sonuçta gene referans öğretmenim olmuş oluyor. Pandemi dönemi başlarında evde geçirdiğimiz uzun zaman içinde açık ortamda yazmak istememe rağmen yazamamak çok canımı sıkıyordu. Bu gün blog sayfamın olmasında ve yazılar yazabilmemde bana destek veren hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğim hocam ise Dr. MEHMET NURİ ÖZTÜRK öğretmenimdir. İlk yazılarımı yazmamda ve bana zaman ayırarak istediklerimi yapmamda bana destek olmuş bana yol açmış hayatım boyunca unutmayacağım ilk yazılarımın mimarı.

            Twitter DM'de uzun yazışmalardan sonra Google Drive üzerinden ilk yazılarımızı yazmaya başlıyoruz. Tabi ki Dr. MEHMET NURİ ÖZTÜRK hocam bir çok LGS ve eğitim konusunda önceden yazılar yazmış/yazıyor.

Zaten kendi de şöyle diyor.

         Eğitim, sınavlara hazırlık ve verimli çalışma alanlarında öncelikle kendim öğrenmek ve 40 yıl süren öğrencilik ve 20 yıldan fazla öğretmenlik hayatımda heybemde biriktirdiklerimi paylaşmak için yazıyorum.

        Evet hem yazıyor hem okuyor. Yani hem öğrenci hem öğretmen. Aslında tüm öğretmenlerim bir yerde öğrenci olmuş oluyorlar. Neyse ben gene konuyu çok dağıttım. Konu şu. Uzun zaman önce bir öğretmenim, aslında CANNNNNNN öğretmenim Doçent oldu Doçentliğini aldı hepimiz tebrik ettik çok sevindik. Tabi ben takipteyim hocam neden Twitter profil sayfasına eklemiyor? hala Dr. yazıyor her Twiter girişimde ilk ona bakıyorum yok eklemiyor iddialı eklemeyecek. Artık dayanamıyorum ve hocama soruyorum. Hocam siz Doçent oldunuz fakat ben uzun zamandır takip ediyorum siz hala eklemediniz Twitter sayfanızda hala Dr. Nilay KAYHAN yazıyor hocam. Evet Nilay hocam ondan sonra ekliyor.  Evet ben biliyorum ki hiç bir öğretmenim için isimlerinin başına gelen ifadeler önemli değil çünkü hepsi kendilerini eğitime adamışlar. Evet işte şimdi gene takipteyim bu sefer Dr. Mehmet Nuri ÖZTÜRK hocamı takip ediyorum bakalım ne zaman Dr. yazacak. Şimdi bu yazıyı tamamladım bu sefer önceden yazdım ki artık öğretmenlerim aynı gün değiştirsinler. HİÇ KİMSE KUSURA BAKMASIN İSİMLERİN BAŞLARINDAKİ KISALTMALAR ÇOK KOLAY ALINMIYOR BİRAZ ZAMAN ve EMEK İSTİYOR. Onun için hiç alçak gönüllü olamayacağım.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

GELECEKTE OKULLAR

     Gelecekte okullar nasıl olacak sorusuna şu aşamada cevap vermek çok zor. Tüm büyüklerim yazıyor çiziyor her gün yeni bir şey yayınlanıyor fakat geleceği tahmin etmek çok zor. Üç arkadaş üzerinde çalıştığımız ve ileride açıklayacağımız her yerde herkese eğitim ve bedava eğitim sitemiz hakkında dün tesadüfen Dr. Nuri ÖZTÜRK hocam ile konuştuk. Hocam bu konularda korkuç ileri seviyede bilgiye sahip zaten uzmanlık alanı eğitim. Bu gün buralarda yazılar yazmama ve paylaşımlar yapmama en büyük destekçim. İlk yazılarımı yazmama ve yayınlanmasında bana desteği çok büyük. Hocam ile Twitter DM 'den yazışırken diyorum ki biz üç arkadaş bir site yapıyoruz tabi hocamın konudan hiç haberi yok kimsenin yok aslında. Hocam bana daha önce yazdığı bir yazının linkini atıyor. İpek benim de bir modelim var istersen paylaşa bilirim. Attığı linke hemen gidip okumaya başlıyorum . İlkokuldan doktoraya kadar 40 yıl süren ve 20 yıldan fazla öğretmenlik yapmış bir hocamın. Yazıyı okuduğumda ho...

BİR TEŞEKKÜR MEKTUBU

 Bu bir teşekkür mektubu.    Bir mesaj ile başlayan yolculuk büyük bir etkinlik ile sonuçlandı. Hadi gelin size hem bu yolculuğu anlatayım hem de teşekkür etmem gereken öğretmenlerime ve büyüklerime bir kez daha sizin yanınızda teşekkür edeyim.     Okul müdürüm ile bundan tam iki ay önce başlayan bir mesaj trafiği. İlk attığım mesaj söyle hocam ben bir maket hazırladım ve 29 Ekim - 4 Kasım bildiğiniz gibi KIZILAY HAFTASI  bu tarihlerde okulumda bir etkinlik yapmak ve maketimi sergilemek istiyorum. veeee gelen cevap " günaydın İpek çok iyi düşünmüşsün projeni destekleriz Görevli Kızılay Kulübü Öğretmenimiz ile görüşelim KIZILAY kulübündeki öğrencilerimizi de çalışmanıza ortak eder birer Kızılay gönüllüsü olurlar Saat 17:00 ye kadar okulda oluyoruz Uğrayabilirsen maket ve diğer etkinlikleri konuşabiliriz" evet gelen mesaj aynen bu. Sıradan bir okul değil tabi ki müdür bey de sıradan değil. Başkası olsa ÇOCUĞUM BİZLERİ YORMA HADİ GİT MAKETİNİ EVİNDE YAP der...

İYİ BİRER YÜZÜCÜ OLAN PLASTİKLER

 "Şu anda dünyanın herhangi bir yerde en yüksek mikroplastik zararlarından bazılarına maruz kalıyorsunuz. Bir pencereden içeri giren ışığa baktığınızda, havada uçuşan mikroplastiklerin parladığını görebilirsiniz. Bir bardak suyu camınızın önüne koyun ve 5dk sonra bardak içindeki suyun yüzeyini kaplayan nano plastik tabakayı göreceksiniz farkında olmadan nefes almamızla birlikte içimize çektiğimiz oksijen yerine plastik diyebilir miyiz? Bugün satılan kıyafetlerin üçte ikisi  plastikten yapılıyor ve lifler sürekli olarak dökülüyor. Tekrar toz olarak soluduğumuz bu nano plastikler ileride çok büyük sorunların başlangıç noktası. Çamaşır makinelerimizin içinde yıkadığımız bir çok tekstil ürünü plastik hammaddeden üretiliyor ve bunlar bir birlerine sürtünerek çamaşır makinesinin atık suyuna karışarak doğal ortamda bulunan temiz sularımıza veya denizlerimize ulaşıyor. Evlerden büyük oranda farkında olmadan ürettiğimiz bu plastikler dolaylı yollardan tekrar soframıza geliyor ve insan ...